Sınıflandırılması konusunda tam bir görüş birliği bulunmayan torflar; farklı ülkelerde, değişik disiplinlerin kendilerine özgü gereksinimiyle sınıflandırılmaya çalışılmaktadır.
Mevcut sınıflandırma sistemleri, topografya ve jeomorfoloji, yüzey vejetasyonu, torfun kimyasal, botaniksel, fiziksel özelliklerine ve torf bataklıklarındaki genetik işlemler parametreleri temel alarak oluşturulmuştur.
Topografiksel sınıflandırma sistemi hidrolojik koşullar ve biriken materyal yapısının topografya ile ilgili olması esasına dayandırılmaktadır. İrlanda’da kullanılmakta olan topografiksel sınıflandırma; düz merkezi ovalarda derin torf oluşumların görüldüğü “raised bag” olarak isimlendirilen organik topraklarda, farklı eğimlerdeki alanlarda oluşan derin oluşumlar gösteren “blanket bag” denilen organik topraklar şeklinde yapılmaktadır. Almanya’da ise organik topraklar “alçak moor”, “geçit moor” ve “yüksek moor” olarak sınıflandırılmaktadır
Kanada ve Kuzey Avrupa ülkelerinde turbalıklardaki mevcut bitki örtüsüne (yüzey vejetasyonu) göre sınıflandırma yapılmaktadır. Bitki örtüsü hem arazinin temizleme ve kullanılır hale getirilme maliyetini etkilemekte hem de arazinin tarıma/ormancılığa açılma potansiyelini belirlemektedir.
Kimyasal özelliklere dayanan sınıflandırmada torflar; eutropik, mezotropik ve oligotropik olmak üzere 3 gruba ayrılmaktadır.
Eutropik torflar; bitki besin maddelerince zengin taşkın sularının etkisiyle oluşan üzerlerinde doğal olarak özellikle saz ve ağaçların geliştiği torflardır.
Eutropik Torf Oluşumu
- Çürümüş yaşlı orman torfu
- Saz torfu
- Saz (kamış) torfu
- Mudde (kalın parçacıklı madde)
- Mudde (ince parçacıklı madde)
- Kireçli mudde
- Killi mudde
- Mineral toprak katmanı
- Az ayrışmış beyaz sphagnum torfu
- Çok ayrışmış siyah sph. torfu
- Dönüşmüş kayın ve çam torfu altında oluşmuş çürümüş yaşlı orman torfu
- Saz torfu
- Çamur Tabakası
- Mineral toprak katmanı
Mezotropik torflar; hidrolojik ortamın otlar, carex ve benzeri vejetasyonun gelişmesine imkân verdiği torflardır.
Oligotropik torflar; bitki besin maddelerince fakir, suların çoğunlukla da yağmur sularının etkisiyle oluşan ve sadece yosunların yetişebildiği ortamlardaki torflardır.
Oligotrofik sphagnum torf oluşumu
- Az ayrışmış beyaz sphagnum torfu
- Çok ayrışmış siyah sphagnum torfu
- Dönüşmüş kayın ve çam torfu altında oluşmuş çürümüş yaşlı orman torfu
- Saz torfu
- Saz (kamış) torfu
- Çamur tabakası
- Mineral toprak katmanı
Torfları fiziksel özelliklerine göre ilk sınıflandıran kişi Von Post, geliştirdiği arazi metodunda ayrışma derecesine göre (ayrışma oranı), el içinde ıslak bir parça torf sıkıştırıldığında çıkan suya ve/veya parmaklar arasından kayan torf miktarına göre 10 dereceli olarak sıralamıştır. Von Post skalasına göre az ayrışmış, lifli, açık renkli torf H1 olarak en başta yer alırken; iyi ayrışmış, koyu renkli, kolloidal torf materyali H10 olarak en sonda tanımlanmıştır.
Sphagnum Yosunu
Bataklıkların hakimi, oluşmasında, evlerimizde bitkilerimizin gelişmesinde katkısı büyük olan ve bunu dünyanın ilk çağlarından bu yana (yaklaşık M.Ö. 4000) ilkel ve basit yapısı ile üstün özelikler sağlıyan Sphagnum adında bir yosun.
Sphagnum spp. bataklık yosunu ufak pekte göze çarpacak kadar alımlı olmayan phylogenetik olarak oldukça ilkel ve basit yapıda bitkilerdir. Sphagnumun çiçekleri dikkatimizi çekecek kadar alımlı dahi değillerdir. Ülkemizde de oldukça ender rastlandığı söylenir. Şayet bir yerde Sphagnum bulursanız ayaklarınız ıslanmış sular içindesinizdir demektir.
Sağlıklı bir Sphagnum yosunu biraz canlı biraz da ölüdür yani ölü ile diri arası bir bitkidir. Büyüme sadece üst kısımlarda devam ederken alt kısımlar ışığın yetersizliğinden çoktan ölmüş ve çürüme prosesi başlamıştır. Bu özelik şöyle anlatılabilir; sphagnum ne kökü olan, nede bitki içindeki sıvıyı taşımaya yarayan hakiki bir dolaşım sistemleri olan bir bitkidir. Bitkinin beslenmesi ve gelişmesi alt kısımlarından bağımsızdır ve de sadece uçlardaki bir kaç cm’lik bölümde cereyan eder. Bitkinin yaşayan uçlarının altındaki sapları ve yapraklarından oluşan ölü kısım bitki uçlarına yeterli suyu depolar ve aktif olarak da su seviyesini yükseltir.
Sphagnum moos büyüdükçe alt bölgeleri oksijen alamamakta ve ölmekte ve su altında kalan bölümleri oksijenin bulunmadığı ortamda tam ayrışıma uğramamaktadır. Sphagnum Torfu bu şekilde doğal olarak meydana gelmekte, senede 1mm yüzey tabakası oluşturmaktadır.
Sphagnum yosununun gölde toplanmış yağmur suyunu gövde ve yaprakları arasındaki boşluklara doldurmak sureti ile su seviyesini yukarı çekerek yükseltebilmesi özeliği yüksek plato bataklık yataklarının oluşmasının en önemli etkenidir.
Hücre zarları yaşamında ihtiyacı olduğundan fazlası besini depolar. Yosunun etrafındaki su damıtılmış su kadar saf ve tuzsuzdur. Hücre zarları iyon değiştirici bir yatak gibi işler, yağmur suyunda olası kalsiyum ve magnezyum gibi katyonlar protona karşılık değiştirilir. Bu katyon değişimleri sayesindedir ki bu tür yüksek plato bataklıklarının suları asidik bir karakter taşır. Kesif bir asetik asit çözeltisi kadar sert bir PH’a sahiptirler. Böylece sphagnum kendi ihtiyacı olan besinleri sudan tamamen emerken etrafına besinsiz saf bir su ve asidik karakter taşıyan su oluşturmaları sayesinde bu alanlarda kendisi için gerekli ortamı sağlamış olur iken aynı zamanda diğer bitkilerin de yaşamını zorlaştıran bir çevrede hemen hemen rakipsizce üreyebilme olasılığını da sağlamış olur.
Oligotropik torfun Eutropik torfa göre üstünlükleri
Hazırlayan;
Doktor Tarsa Tarım San. ve Ticaret A.Ş.
Pazar Geliştirme Departmanı