Temmuz ayı bültenimizde Domates’in biyolojik yapısı, dünyadaki üretimi, sofralık ve sanayilik domatesin kalite parametrelerinden kısaca bahsetmiştik. Bu ay da domates çeşitlerinin fenolojik safhaları ve fizyolojik bozuklukları hakkında bilgiler vermeye devam edeceğiz.
Domateste hem sırık hem de oturak çeşitlerin yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu iki tip domateste de fenolojik safhalar aynıdır.
1. Oturak ve Sırık Çeşitler
Sırık çeşitlerin gelişiminde hem ana hem de yan gövdeler gelişim gösterirler. Çiçek demetleri arasındaki yaprak sayısı genellikle sabit olup özel bir çiçek demetinden başlamaktadır. Sırık çeşitler sofralık pazara yönelik olarak kullanılmakta ve belirli bir zaman sürecinde elle hasat edilmektedir (Şekil 1).
Şekil 1. Sofralık domateste elle hasat
Sırık ve oturak çeşitlerde fenolojik safhalar aynı olup serada ve açık arazide yetişenler arasındaki fark hasat döneminin sera yetiştiriciliğinde daha uzun sürmesidir (Şekil 2). Açık arazi yetiştiriciliğinde yaşam süresi 90-150 gün iken sera yetiştiriciliğinde 120-300 gündür.
Şekil 2. Sera yetiştiriciliği
Oturak çeşitlerde kültür çeşitlerine bağlı olarak büyüme hem ana hem de yan gövdelerde olurken belirli bir çiçek demetinden sonra gelişme durur. Endüstri amaçlı yetiştirilen oturak çeşitler, elle 2-3 seferde (Şekil 3) ya da mekanize sistemle tek seferde (Şekil 4) hasat edilebilir.
Şekil 3. Elle domates hasadı
Şekil 4. Domates endüstrisinde mekanize hasat
2. Fenolojik Safhalar
Domatesin büyüme çemberi genç fide, vejetatif büyüme, çiçeklenme, meyve gelişimi ve hasat gibi farklı gelişme safhalarını kapsar (Şekil 5).
Her dönemin farklı besin maddelerine ihtiyacı vardır. Burada açık arazi yetiştiriciliğinde fenolojik dönemler incelenecektir. Yetiştiriciliği, çevresel koşullar ve çeşitler hakkında geniş bilgi verilmektedir.
Genç fide dönemi: Kök gelişimi ve iletim demetlerinin gelişiminin yoğunlaştığı safhadır.
Vejetatif gelişme: Gelişimin ilk 40-45 gününü kapsar ve hemen arkasından meyve gelişme dönemi başlar. Bu periyodu 4 hafta süren hızlı büyüme dönemi izler. 70 gün sonrasında, yaprak ve gövdede kuru madde birikimi olmadığı gibi vejetatif gelişimde son bulur.
Çiçeklenme ve meyve tutumu: çiçeklenme ve meyve tutumu çeşit, çevre koşulları ve yetiştiriciliğe bağlı olarak dikimden yaklaşık 20-40 gün sonra başlar ve büyüme çemberinin sonuna kadar devam eder. Tozlaşma arılar, rüzgâr ve meyve tutumunu tetiklemek amacıyla hormon (oksin) uygulamalarıyla sağlanır.
Meyve gelişimi: çiçeklenme ve meyve tutumunun sonra meyveler gelişip büyümeye başlarlar. Bu dönemde meyvede kuru madde birikimi maksimum düzeydedir.
Fizyolojik olgunlaşma ve hasat: meyve olgunlaşması ortalama 80 günde gerçekleşir. Çevre (don) ve ekonomik koşulların (domates fiyatları) elverişliliğine bağlı olarak bu dönemi hasat takip eder.
Şekil 5. Açık arazi domatesinde fenolojik safhalar
3. Birörnek Olgunlaşma
Dengeli besleme iyi renklenmiş homojen meyvelerin oluşumuna liderlik eder. Domateste homojen olgunluk tüm meyvelerin aynı zamanda olgunlaşması anlamına gelmektedir ve özellikle mekanik hasat yapılan arazilerde önem kazanmaktadır. Bu amaçla oturak çeşitler kullanılır. Meyvelerin %90’ı olgunlaştığında (kırmızı renk alma) hasada başlanır. İşlem meyvenin dış rengine bağlı olarak başlatılır. Bazı alanlarda meyve kızarma yüzdesini arttırmak amacıyla çeşitli olgunlaştırıcı araçlar kullanılmaktadır (Hartz ve Miyao).
Şekil 6. Hasat edilmiş endüstri domatesi
Ancak, domateste aranan kalite kriterlerine göre meyve optimum değerlerine hasattan bir hafta önce ulaşılır ve bu değerler en az bir hafta süresince korunur. Bu nedenle hasat zamanının belirlenmesinde fiziksel ve kimyasal (pH, °Brix, sertlik, renk, karoten maddeleri) parametrelerden ziyade zirai gözlemlere dayandırılmaktadır. (De la Torre et al, 2001).
Özellikle konserve sanayisinde domatesler eşit, iyi renklenmiş ve birörnek büyüklükte olmalıdır (Sonito, 2003).
Bitki besleme açısından bakıldığında ise bu yeterli potasyumun uygulanması anlamına gelmektedir çünkü düzenli olgunlaşmanın ve dolayısıyla en yüksek verimin sağlanmasında K miktarı önem taşımaktadır (Roorda van Eysinga,1966; Winsor and Long, 1967; Adams et al, 1978).
Şekil 7. Sofralık domateste homojenlik
4. Fizyolojik Bozukluklar
Domateste farklı fizyolojik bozukluklar meydana gelebilir. Bu bozukluklara genellikle kritik büyüme dönemlerindeki (çiçeklenme, meyve tutumu) çevre koşulları (düşük ve yüksek sıcaklıklar, yüksek nem) neden olmaktadır.
4.1. Puflaşma, İç boşalma ya da Mantarlaşma
Meyve iç duvarı ve odacıklar arasında boşlukların oluşması, meyve düzleşmesi ve tohum sayısı azalması olarak tanımlanır. Puflaşmış meyvelerde tohumun etrafını çevreleyen jelin çok az ya da hiç olmadığı gözlenir. Meyveler yuvarlak değil köşelidir. (Şekil 8).
Yüksek ve düşük sıcaklılar, düşük ışık yoğunluğu ya da kuvvetli yağmurlar puflaşmaya neden olan önemli çevre koşullarıdır. Soğuk hava koşullarında oksin ve sitokinin oranındaki hormonsal dengesizliklerde puflaşmaya neden olabilirler. Aşırı azot kullanımı ve potasyum eksikliği de puflaşmaya neden olabilir.
Puflaşma, iç boşalma ve mantarlaşma (Şekil 9) aynı bozukluğa bağlı olarak farklı semptomlar gösterirler.
Şekil 8. İç boşalma
Şekil 9. Mantarlaşma
4.2. Yüzey Yanıklığı
Nemli büyüme koşullarına bağlı olarak meyve derisinde oluşan kahverengi lekeler olarak tanımlanmaktadır (Şekil 10). Püskürtme ilaç uygulamaları da benzer problemlere neden olabilir.
Şekil 10. Yüzey yanıklığı
Etki alanı düşük meyve tutumuyla artar. Yüzey yanıklığı erken üretim dönemi boyunca ve üretim periyodu sonunda en üst seviyeye ulaşır. Meyve havuzunun büyüklüğüne bağlı olarak yapraklardan gelen fotosentez asimilatları meyve gelişiminde kullanılabilir ve sonuç olarak meyve gelişim oranı artar. Epidermis gelişiminin meyve gelişimi ile paralel gitmemesi nedeniyle çatlaklar meydana gelir. Genellikle yüzey yanıklığı tüketici tarafından görülmese de büyük oranda raf ömrünü kısaltır(Grodan, 2005).
4.3. Anter yara izi
Meyve kabuğunda görülen dikey yara izleridir. Dikiş izi ya da fermuar görünümündedirler (Şekil 11). Anterin yumurtalık kenarına yapışması nedeniyle yara izleri oluşur. Meyve irileştikçe anterler meyveden ayrılır ve iz bırakırlar. Genetik kökenli bir problem olup genellikle çevre koşullarının etkisiyle oluşması çok olası değildir.
Şekil 11. Anter yara izi
4.4. Kedi yüzü
Çiçeklenme ve meyve tutumu dönemlerinde soğuk hava koşulları nedeniyle meyvedeki aşırı şekil bozuklukları olarak tanımlanır. Aşırı şekil bozukluğu ve meyvenin çiçek ucunda yaralanma şeklinde kendini gösterir. Bunlar meyvenin merkezine doğru ilerleyen bir oyukluk şeklindedir. Kahverengi yara dokularının bantları şişkinlikler arasındadır (Şekil 12).
Şekil 12. Kedi yüzü
Harmen Tjalling HOLWERDA
SQM Suda Çözünür Gübreler Pazar Geliştrme Müdürü