Küresel Isınma ve Damla Sulama Sistemi – 2

Özet

Küresel Isınmanın Türkiye Su Kaynakları ve Tarımsal Üretimi Açısından Olumsuz Etkileri, Sulama ve Damla Sulama Sistemi…

Paylaş

Küresel Isınmanın Türkiye Su Kaynakları ve Tarımsal Üretimi Açısından Olumsuz Etkileri, Sulama ve Damla Sulama Sistemi
 

Makalenin ilk bölümünü okumak için lütfen tıklayın
 

Su kaynaklarının daha akılcı kullanımı doğrultusunda tarımsal amaçlı stratejiler aşağıda verilmiştir.

Su Kaynakları Yönetimi: Ortaya konan senaryolara göre alınabilecek en önemli önlemlerden birisi su kaynaklarının doğru yönetilmesidir. Bu amaçla, su kaynakları yönetiminde “Entegre Yönetim” yaklaşımı önerilmektedir. Entegre yönetim ile su kaynaklarının ülkedeki sosyal ve ekonomik kalkınma faaliyetleri bütünlüğünden ayrılmadan koordineli bir şekilde yönetilmesi amaçlanmaktadır.

Fiziki Yatırımlar: Ülkemizde su kaynaklarımızın yerinde kullanılması genel kabul gören görüştür. Bu amaçla, Türkiye?nin su rejimini düzeltmek için 683 adet baraj inşası düşünülmektedir. Suyu yerinde kullanmayıp, kaynağı zengin olan bölgeler veya havzalardan diğerlerine aktarımı da diğer bir seçenek olarak düşünülebilir.

Su Kullanım Randımanı: Kısa vadeli çözüm olarak su kullanım randımanın artırılması önerilebilir. Tanınmış su bilimcilerine göre, bugün mevcut teknoloji bilgileri ışığı altında, insan yaşamında önemli bir değişiklik meydana getirmeksizin su kullanımı tarımda % 10-15, endüstride % 40-60, şehircilikte % 30 oranında azaltılabilir[16].

Sulama Programı: Tarımsal amaçlı kullanılan suların daha etkin kullanılabilmesi için sulamaların bir programa(ne zaman, ne miktarda, nasıl, hangi aralıkta ve ne kadar süreyle sulama) dayalı olarak yapılması gerekmektedir. Ülkemizde mevcut koşullarda sulamalar ölçüsüz, programsız ve kontrolsüz yapılmaktadır. Dolayısıyla, sulama birlik veya kooperatiflerinin gerçek işletim programları uygulayarak su dağıtımı yapması ile su daha etkili kullanılabilecektir.

Sulama Yöntemleri: Kullanılan sulama yöntemleri incelendiğinde ülkemizde alan bazında %81.7 yüzey sulama, %16.6 ise yağmurlama, %1.7 de damla sulama yöntemi kullanılmaktadır[17]. Bir yandan su kaynaklarıyla ilgili gelecekte yaşanabilecek sıkıntıları düşünürken bir yandan da sularımızın savurganca kullanıldığı sulama yöntemlerinin kullanım oranının %82 dolayında bulunması çelişki yaratmaktadır. İsrail, ABD, Hindistan ve İspanya damlama sulama yöntemiyle su kullanımında %30 ile %70 arasında tasarruf, verimlilikte %20 ile %90 arasında artış sağlamaktadır.

Su Dağıtım Sistemleri: Su dağıtım sisteminin açık kanal sisteminden kapalıya dönülmesi, dolayısıyla sistemde su kaybına neden olan tüm faktörlerin en aza indirilmesi kaçınılmaz olacaktır. DSİ, bundan sonraki sulama sistemlerinde kapalı sisteme geçileceğini açıklamıştır.
Gelecekteki dönem içerisinde sulama işçilik ücretleri yükselecek ve dolaylı olarak sulamada otomasyon ön plana çıkacaktır.

Sulama Ücreti: Sulama birliklerinde damla ve yağmurlama sulama yöntemlerini kullanan işletmeler, halen daha ucuz sulama ücreti ödemektedirler, bu daha da yaygınlaştırılmalıdır Konuya paralel olarak, ülkemiz genelinde sulama randımanı çok düşük olan sulama yöntemlerinden randımanı daha yüksek yöntemlere doğru iyileşme sağlanabilecektir. Ayrıca, sulama ücretlerinin brim alan ve bitki esasından, kullanılan hacim esasına dönülmesiyle ciddi su tasarrufları sağlanacaktır.

Su Gereksinimi Az Olan Çeşit Geliştirme: Mevcut su kaynaklarımızın daha etkili kullanılması konusunda yapılacak işlerden bir diğeri de, bitki çeşitlerinden su tüketimi, dolayısıyla su gereksinimi daha az olan çeşitlerin geliştirilmesi gerekmektedir.

Atık Suların Kullanımı: Diğer bir konu ise atık su olarak drenaj kanallarına, dere yataklarına veya nehirlere akıtılan suların yeniden kullanımına yönelik uygulamalara hız verilmesi gereklidir. Örnek olarak İsrail, tarım alanlarının su gereksiniminin %30’unu arıtılmış sulardan karşılamaktadır. Bu oranın 2025 yılında %80’e ulaşacağı tahmin edilmektedir[19]. Konuya ilişkin değerlendirme yapan Kanber ve ark.[20], mevcut su kaynakları ile 8.5 Mha arazinin sulanabileceğini, gelişen teknolojiyle birlikte 26.5 Mha arazinin sulanabilir özellikte olduğunu belirtmişlerdir.

Çiftlik İçi Göletler: Su kaynaklarının etkin kullanımına ilişkin bir diğer uygulamada, yağış sularının çiftlik içi göletlerinde toplanmasıdır. Büyük yatırımlarla oluşturulan baraj ve gölet gibi su depolama yapıları yerine topoğrafyanın uygun olduğu küçük alanlarda çok daha pratik çiftlik içi göletlerin inşasına yönelme başlayacaktır. Böylece yüzey sularının toplanarak işletmelerin kendi suyunu kendilerinin temin etme yaklaşımı ön plana çıkacaktır.

Tuzlu Su ve Toprak Koşullarında Sulama: Diğer yandan iklim değişikliğine bağlı olarak tuzluluğun artması beklenmektedir. Özellikle sıcaklığın artması, yağışların daha da azalması ve bunların doğal sonucu toprak neminin azalmasına bağlı olarak tuzluluğun artma riski bulunmaktadır. Ayrıca, su kalitesinde de giderek bozulma eğilimi bulunmaktadır. Dolayısıyla tuzlu su veya toprak koşullarında sulama ve verim ilişkileri ön plana alınmalıdır.

Kısıntılı Sulama: Gelecekte su sıkıntısının çok büyük boyutlara ulaşması konuşulurken mevcut koşullarda bile kullanıma sunulmuş su kaynaklarının bile yeterli olmadığı bilinmektedir. Hatta özellikle çiftçiler arasındaki en büyük sorunlardan biri su kavgalarıdır.
Sözlü tartışmalarla başlayan sorunun ölümlere kadar gittiği hepimiz tarafından bilinen gerçeklerdir. Dolayısıyla, daha şimdiden kısıntılı sulama kavramını ve önemini su kullanıcılarına anlatmak ve gecikmeden uygulamak gerekmektedir.

Su Kullanıcılarının Eğitimi: Gelecekte su kaynaklarının daha kıt olacağı ve daha pahalı elde edileceği göz önüne alındığında, daha şimdiden su kullanan sektörlerdeki kişilerde bilinç oluşturulması yönünde eğitim çalışmalarına toplum olarak el ele vererek başlanmalıdır. Su kaynaklarının yönetiminde su tasarrufu çok önemlidir. Bir kişinin tasarruf ettiği miktardaki su, bir diğeri için hayati önem taşıyabilir. Sulama yöntemleri değiştirilebilir ve daha az suya ihtiyaç duyan bitkiler yetiştirilebilir.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nden (TZOB) alınan bilgilere göre Türkiye’deki sulamaya açılan 4.6 milyon hektarlık alanın sadece 277 bin hektarlık bölümünde (yüzde 6’sında) damlama ve yağmurlama gibi basınçlı su sistemleri kullanılıyor.

Sulamaya açılan alanın tamamının damlama sistemiyle sulanması durumunda yaklaşık 3.5 milyar YTL’lik pazar bulunduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’deki teknik ve ekonomik açıdan sulanabilecek alanın büyüklüğü ise 8.5 milyon hektar. Bu alanın damlamayla sulanması durumunda 6.6 milyar YTL’lik dev bir pazar oluşacağı görülüyor.

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, damla sulamayı kullanan İsrail’de 1 ton şekerpancarının üretimi için 7 ton su, Türkiye’de ise 100 ton su harcandığı bilgisini verdi. TZOB verilerine göre yıllık su tüketimi 39 milyar metreküp olan Türkiye’de sulama alanları için yılda 28.8 milyar metreküplük su kullanılıyor. Damla sulamanın, su kullanımında yüzde 70’lik tasarruf sağladığı göz önüne alınırsa tarımda tamamen bu sisteme geçildiğinde yıllık toplam su tüketiminin 20 milyar metreküp azalacağı ortaya çıkıyor.

Öte yandan damla sulama yöntemi ürün verimliliğini yüzde 90’a kadar artırıyor. 25 dekarlık bir pancar tarlası için damla, yağmurlama ve vahşi sulama yöntemleri arasındaki fark tablosu şöyle:

Su tüketimi, Enerji harcaması, Verim
Damla: 18 ton, 1300 YTL, 11 ton/dekar
Yağmurlama: 28 ton, 2 bin YTL, 9 ton/dekar
Salma: 39 ton, 2 bin 500 YTL, 7 ton/dekar

Su, yeryüzünde hayatın kaynağıdır. Bütün canlılar hayatlarını devam ettirebilmeleri için mutlak suya ihtiyaç duyarlar. Bitkiler, türe bağlı olarak % 90 – 95 varan oranlarda sudan oluşmaktadırlar. Toprakta mevcut bulunan besin elementlerinin doğal döngüsünü tamamlayabilmeleri tamamen su döngüsüne bağlıdır. Su döngüsü, yağışlarla toprağa düşen suyun buharlaşma (evaporasyon) ve terleme (transprasyonla) ile tekrar havaya iletilmesi olayıdır. Bitkiler terleme ile önemli miktarda suyu topraktan alıp su buharı şeklinde havaya verirler. Bu olay esnasında birçok besin elementi de suda çözünmüş olarak bitki bünyesine girer ve buradaki iletim demetleri aracılığı ile taşınırlar.

Sulama: genel olarak bitkinin gelişimini sürdüre bilmesi için gerekli olan su miktarının doğal yollarla karşılanmayan kısmının çeşitli biçimlerde toprağa verilmesi olarak tanımlanır.

Damla sulama: Bitki gelişimi için gerekli olan suyun belirli bir boru sistemi ile taşınıp damlatıcı adı verilen araçlarla bitki kök bölgesine damlalar halinde uygulanmasıdır.
 

Bitki toprağa iki nedenle ihtiyaç duyar.

  1. Tutunur,
  2. Beslenmesini topraktan sağlar.

Bitki, besin maddelerini alabilmesi için, suyu kullanmak zorundadır. Ancak bitki bu suyun toprakta kararı miktarda ve sürekli olmasını ister. Gereğinden fazla verilen ve de saatlerce akıtılan su, çare değildir Suyun kararından çok ya da az olması, kalitenin ve verimin düştüğü andır.

Ayrıca bolca verilen su, gübrelerin bitkinin alamayacağı derinliğe inip kaybolmasından başka bir işe yaramaz Burada şu sonuç çıkıyor;
Başarılı ve verimli bir bitkisel üretim için bitki kök bölgesinin sürekli tarla kapasitesi durumunda tutulması gerekmektedir.

Bunun tek yolu da, damla sulamadır.

Damla sulamanın avantajları:

  • Su randımanı,
  • Kaliteli ürün,
  • Ürün artışı,
  • Yabancı ot mücadelesi,
  • Rüzgarlı havalarda kullanılabilmesi,
  • Bitki hastalık ve zararlılarının önlenmesi,
  • Emek zaman ve iş gücünden tasarruf,
  • Tuzlu topraklarda kullanılabilirlik,
  • Bitkiyi strese sokmaması,
  • Eğimli arazilerde kullanılabilmesi.

Damla sulamanın dezavantajları:

  • İlk tesis masrafının yüksekliği,
  • Damlatıcıların tıkanması,
  • Kök dağılımındaki zayıflık(meyve bahçeleri için),
  • Kemirici hayvan.

Damla Sulama Sisteminin Unsurları:

  • Su kaynağı,
  • Pompa birimi,
  • Kontrol birimi (filtre, gübre tankı, su sayacı ve basınç düzenleyici, yardımcı parçalar, boru hatları ve damlatıcılar.)

Su Kaynağı: Damla sulama yönteminde her türlü su kaynağından yararlanılabilir. Ancak suyun fazla miktarda kum, sediment ve yüzücü cisim içermemesi gerekir.

Pompa Birimi: Su kaynağının yeteri kadar yüksekte olmadığı koşullarda, gerekli işletme basıncı pompa birimi ile sağlanır. Su kaynağının tipine bağlı olarak santrifüj, derin kuyu yada dalgıç tipi pompalardan biri kullanılabilir. Pompanın elektrik motoru ile çalıştırılması tercih edilir.

Kontrol Birimi: Damla sulamada, suyun çok iyi süzüldükten sonra sisteme verilmesi gerekir. Aksi durumda damlatıcıların tıkanması sorunuyla karşılaşılır. Bu işlem kontrol biriminde yapılır. Kontrol biriminde ayrıca, sisteme verilecek sulama suyunun basınç ve miktarı denetlenir ve bitki besin maddeleri sulama suyuna karıştırılır. Kontrol birimi genellikle ana boru hattının başlangıcına kurulur.

Kontrol biriminde; hidrosiklon, kum-çakıl filtre tankı, gübre tankı, elek filtre, basınç regülâtörü, su ölçüm araçları, manometreler ve vanalar bulunur. Hidrosiklon, suda bulunabilecek kum parçacıklarının sisteme girmeden önce tutulduğu araçtır. Kum-çakıl, filtre tankında, sulama suyunda bulunabilecek sediment ve yüzücü cisimler tutulur. . Damla sulama sistemlerinde bitki besin maddeleri sulama suyuna karıştırılarak uygulanır. Bu amaçla sıvı gübre kullanılır. Sulanacak alanın büyüklüğüne göre hesaplanan sıvı gübre miktarı, kontrol birimindeki gübre tankının içerisine konur. Gübre tankı ana boruya üzerinde vanalar bulunan hortumlarla iki noktadan bağlanır. Kontrol birimine, gübre tankından sonra elek filtre yerleştirilir. Filtre genellikle silindir biçimindedir. Tek ya da iç içe geçmiş iki filtreden oluşabilir. Elek filtrelerin 80-200 mesh arasında olması önerilmektedir. Dış filtrenin elek numarası genellikle daha düşüktür. Elek filtre ile kum-çakıl filtre tankında süzülemeyen sediment ve gübre tankından gelebilecek gübre parçacıkları tutulur. Her sulamadan sonra elek filtreler sökülür ve yıkanarak temizlenir.

Ana Boru Hattı: Suyu kaynaktan manifold boru hatlarına iletir. Genellikle gömülüdür ve sert PVC borulardan oluşturulur. Küçük sistemlerde ana boru hattı toprak yüzeyine döşenebilir. Bu koşullarda sert PE borular kullanılır.

Manifold Boru Hattı: Suyu ana boru hattından laterallere iletir. Bunun yerine, belirli sayıdaki lateral boru hattı manifold boru hattına bağlanır ve manifoldun ana boru hattıyla bağlantısı bir vana ile sağlanır. Manifold boru hattına bağlı laterallerin tümü bir işletme birimini oluşturur.

Lateral Boru Hatları: Üzerine damlatıcıların yerleştirildiği borulardan oluşur. Toprak yüzeyine serilir ve bu amaçla yumuşak PE borular kullanılır. Genellikle her bitki sırasına bir lateral döşenir. Bazen, her bitki sırasına iki lateral ya da iki bitki sırasına bir lateral yerleştirilebilmektedir. Lateral boru hatları da, manifold boru hatlarında olduğu gibi, tesviye eğrilerine paralel (eğimsiz) ya da bayır aşağı eğimli döşenmelidir ve bayır yukarı döşemekten kaçınılmalıdır.

Damlatıcılar: Sistemin en önemli ve en dikkatle seçilmesi gereken elemanlarıdır. Lateral borulardaki basınçlı su damlatıcıya geçtikten sonra, damlatıcı içerisindeki akış yolu boyunca ilerlerken, suyun enerjisi sürtünme ile önemli ölçüde kırılır. Bunun sonucunda, su damlatıcıdan damlalar biçiminde çok küçük debi ile çıkar ve toprağa infiltre olur. Damlatıcılar genellikle lateral üzerine geçik (on-line) ve laterale boylamasına geçik (in-line) olmak üzere iki tipte yapılmaktadır.

SONUÇ

İklim değişikliğine bağlı olarak bazı olumsuzluklar yaşanacağı ortadadır. Ancak, tüm bu olumsuzluklara karşın bazı olumlu gelişmeler yaşanması da beklenmelidir. Ülke insanımızın olduğu kadar çiftçimizin de eğitim seviyesi artacak, su yetersizlikleriyle tanışmış, bunlardan acı deneyimler kazanmış olacaktır. Gelişen teknolojiye dayalı olarak bitki çeşitleri ve özelliklerinde, verimliliklerinde olumlu değişiklik olacağı tahmin edilmektedir. Tarım arazisi genişletme olanağı pek bulunmadığından, bitkisel üretimin arttırılması ancak birim alandan daha fazla ürün elde edilmesiyle olur. Bunun da yolu bitkisel üretim için tarımsal girdileri iyileştirmektir. Sulama, bitkisel üretimde kararlılığı sağlayan, diğer tarımsal girdilerin etkinliğini arttıran bitkisel üretim öğesidir. Ülkemizde kurak alan çokluğu sulama gereksinimini ön plana çıkarmaktadır. Fakat ülkemizde ki su kaynakları potansiyelinin yetersiz oluşu daha az arazinin sulanmasına imkân vermektedir. Bunun sonucunda da birim alandan alınan verim de azalma görülür. Bu yüzden de verimi artırmak için kısıtlı olan su kaynaklarından en iyi biçimde kullanılmalıdır Bunun için de modern sulama tekniği olan ve sulama teknikleri içerisinde en verimlisi olan damla sulama sistemidir. Damla sulama ile %10-15 gübre tasarrufu, %25-40 su tasarrufu, %30 verim artışı sağlanmaktadır.

KAYNAKLAR

  • Küresel ısınma, su kaynakları ve tarım etkileşim, A. ATALIK
  • www.küresel-isinma.org
  • 1. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi, TİKDEK 2007
  • Zaman Gazetesi Ekonomi sayfası, 22 Eylül 2007
  • Milliyet Gazetesi Ekonomi sayfası, 09 ağustos 2007
  • Konya Postası Gazetesi, 09 ağustos 2007
  • Tarımsal Pazarlama, Dr. Sami SÜZER
  • Akdeniz Üniversitesi Zir. Fak. Boray ESER
  • Agriculturk.com tarım portalı, 2005

Hazırlayan;
Doktor Tarsa Tarım San. ve Ticaret A.Ş.
Pazar Geliştirme Departmanı

İlginizi çekebilecek yazılar

Son Eklenenler

Çerezler, içeriği ve reklamları kişiselleştirmek, sosyal medya özellikleri sağlamak ve trafiğimizi analiz etmek için kullanılmaktadır. “Tüm Çerezleri Kabul Et” seçeneği ile tüm çerezleri kabul edebilirsiniz.