Torf su ve bataklıklarda yaşayan bitkilerin su altındaki kalıntılarının kısmen ayrışarak birikmesinden oluşur. Bu materyalin yapısı oluştuğu bitki kökenine, kompostlaşma derecesine, kimyasal içeriğine ve asiditeye bağlı olarak çeşitlilik gösterir.
Torf materyali sahip olduğu birçok iyi özellikler sebebiyle yetiştirme ortamı, özellikle de tüp yetiştirme ortamı olarak kullanılabilir. Bu özellikler organik maddenin, toplam porozitesinin, hava-su tutma kapasitesinin, katyon değişim kapasitesinin yüksekliği, asidite, uygun C/N oranıdır.
Genel olarak ” Torf anaerobik şartların hakim olduğu alanlarda kısmen ayrışmış bitki ve hayvan artıklarının yüzeyde birikimi sonucu oluşmuş bir toprak katmanıdır” şeklinde tanımlanmaktadır.
Torf, su fazlalığı ve oksijen azlığı gibi sınırlayıcı ayrışma şartları altında, hidrofitlerin (=suyu seven bitkilerin) artıklarının birikmesi sonucu oluşmuştur. Diğer bir tanımlamaya göre torf’lar jeolojik kökenli, büyük ölçüde ayrışmaya uğramamış veya kısmen ayrışmış organik materyallerdir. Asit ortam ve serin iklim de organik maddelerin ayrışmasını yavaşlattığı için torf oluşumunda etkisi olan faktörlerdir. İklim, hidroloji, jeomorfoloji vb. faktörlere bağlı olarak da farklı tip ve derinliğe sahip torf oluşabilmektedir.
Torfun Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri
Torf’un fiziksel özellikleri torf’u oluşturan bitkisel kalıntıların kökenine ve ayrışma derecesine bağlıdır. Botanik köken ise en geniş anlamda strüktürel özellikleri etkiler.
Torf’un Strüktürü : Torf’u oluşturan primer ve sekonder tanelerin şekil, büyüklük, stabilize ve oransal dağılımları ile sekonder yapı birimlerinin iç kısımları ve aralarındaki boşluk hacminin dağılımı olarak tarif edilebilir. Torf strüktürü büyük ölçüde Torf’u oluşturan bitki türlerine ve ayrışma derecelerine bağlıdır.
Örneğin, Carex veya Eriophorum’lardan oluşan az ayrışmış torf’ların büyük bölümü geniş boşluklar içerip yüksek bir gözenekliliğe sahiptir. Ancak su tutma kapasiteleri Sphagnum’dan oluşan torf’lara nazaran daha düşüktür.
Tane büyüklüğü, Torf’un gözenek büyüklüğünü ve dolayısıyla su ve hava dengesini etkilediği için önemlidir. Torf’da tane büyüklüğü arttıkça su tutma kapasitesi azalmakta, hava hacmi artmaktadır.
Ayrışma Dereceleri : Torf’ların kullanılanım amaçlarının belirlenmesi açısından ayrışma derecelerinin bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle su tutma kapasitesi yönünden mümkün olduğu kadar ayrışmış torf kullanılmalıdır.
Uygulama şekli aşağıda verilen pratik bir yönteme göre Torf’un niteliği belirlenebilmektedir;
- Torf sıkıldığında berrak renkte su akıyorsa,
- Dışarıdan bakıldığında kolayca Torf’u oluşturan bitki parçaları görülebiliyorsa,
- Torf rengi açık kahverengi-sarıysa,
- Avuç içinde sıkılan torf sıkılıp bırakıldıktan sonra bir sünger gibi eski halini alıyorsa,
- Avuç içinde sıkılan torf parmaklar arasından bulamaç veya püre gibi akmıyorsa o torf çok ayrışmamış kaliteli bir torf’tur.
Torf’da Porozite (Gözeneklik) : Katı madde (bitki) artıkları arasındaki boşluklara por ya da gözenek denilir. Porlar, su ve hava ile doludur. Porozite ise belli ağırlıktaki bir torf kütlesinin ağırlığının (Hacim-Ağırlık) o kütle içerisindeki gözenek hacmine % oranı olarak ifade edilebilir. Genel olarak torf, %10 katı maddelerden, %60 su, %30 havadan oluşur.
Mineral topraklarda %30-55 arasında değişen porozite, Torf’da %85-97’ye yükselmektedir. Öğütülmüş çam kabuğu taneciklerinin yaklaşık olarak %43’lük poroziteye sahip olduğunu belirlenmişdir.
Türkiye torf’larında katı madde oranının, diğer ülkeler ve özellikle Kuzey Avrupa ülkelerindeki torf’larla kıyaslandığında daha düşük olduğu, Finlandiya torf’larının katı madde kapsamlarının %3-12 arasında olduğu belirtilmektedir.
Gözenekliliğin alınabilen su miktarı, hava kapasitesi ve kök büyümesini belirlediğini, kaba gözeneklerin havalanmayı, aynı yerdeki ortadan inceye kadar olan gözeneklerin su tutmaya yardım ettiğini, bu nedenle de iki gözenek tipinin de önemli olduğu belirtilmektedir.
Yaşayan bir bitkide; yaşama enerjisini oluşturması ve kök sistemini geliştirmesi için oksijene ihtiyaç vardır. Yetişme ortamındaki mikroporlar; kök veya ortamın havalanması için önemlidir. Sulamada önemli derecede su mikroporlar tarafından tutulur. Bu da 3 mm’den büyük boyutlu tanelere sahip yetiştirme ortamının kullanılmasını ortaya koymaktadır. Diğer bir çalışmada yetiştirme ortamını optimize etmek amacıyla hava boşlukları için (> 0,03 mm) makroporlara, suyu tutabilmesi için (< 0,03 mm) mikroporlara ihtiyaç olduğu belirtilmektedir. Torfun hacim ağırlığı arttıkça ayrışma oranının arttığı, buna karşılık porozitenin azaldığı gözlemlenmiştir.
Tane Büyüklüğü : Torf’ların tane büyüklüğü ile diğer fiziksel özellikleri arasında sıkı ilişkiler vardır. Nem içeriğine bağlı olarak kuru torf kolayca kırılmakta, nem arttıkça torf kolayca yapışmakta, tane büyüklüğü artmaktadır. Nem içeriği de Torf’un oluştuğu bitki çeşidi ve ayrışma derecesine bağlı olarak değişmektedir. Torf’ların tane boyutu ve dağılımı; Torf’un gözenek büyüklüğü dağılımı ve buna bağlı olarak Torf’un su ve hava dengesini etkiler. Tane büyüklüğü arttıkça su tutma azalmakta, hava hacmi ise artmaktadır. Küçük tanelerin fazla olması ise havalanma kapasitesini azaltırken, su tutma kapasitesini artırıcı yönde etki yapmaktadır. Torf’ların tane büyüklüğü ile ilgili olarak değişik ülkelerde kullanılan standartlar farklıdır. Ancak bitki yetiştirme ortamı olarak kullanılacak Torf’un tane büyüklüğünün 9,5 mm’nin altında olması ve bu tanelerin de en az %50’sinin 1,6-6,3 mm arasında olması tercih edilmektedir. Tane boyutunun küçülmesine bağlı olarak Torf’un hava kapasitesi azalmaktadır.
Torf’un Su Tutma Kapasitesi : Torf’un en önemli özelliklerinden biri, fazla miktarda su absorbe edebilmesi ve bu suyu bünyesinde tutabilmesidir. Az ayrışmış lifli torf’lar kendi kuru ağırlığının 15-20 katı kadar su tutabilmekte, kuruduktan sonra dahi su tutma kapasitelerinde fazla azalma olmamaktadır. Halbuki fazla ayrışmış torf’lar, kuru ağırlıklarının 4-8 katı kadar su tutabilmekte ve bir defa kuruduktan sonra su tutma kapasitelerinde % 80’e kadar azalma olmaktadır.
Normal topraklar sulandığında %5 kadar su absorbe ederken, büyük gözenekleri olan torf, asgari %30 su absorbe eder. Toprakta bitkiye gerekli suyu sağlamak için çok sık sulama gerekmekte, bu ise bitki için gerekli olan toprak havasının azalmasına sebep olmaktadır. İdeal durum yetişme ortamının suyu kolay alabilmesinin yanı sıra havasını da kaybetmemesidir.
Torf genellikle %90’dan daha fazla organik maddeden oluşur. Bir maddenin torf olarak sınıflandırılması için en azından %75 organik madde içermesi gerekir.
Torf’ların Reaksiyonu : Torf’ların pH’ı oluştukları ortama ve humus ayrışma derecelerine göre farklılık gösterir, genel olarak asit karakterlidir. Sphagnum yosun Torf’unun doğal durumdaki pH değeri genellikle 3,7-4,0’tür. Türkiye’deki torf’lar ise 4-7 pH derecesindedirler.
Yetiştirilecek bitki türüne bağlı olmakla beraber, torf temel materyalli yetiştirme ortamlarında pH’ın genel olarak 5,3 – 6,0 arasında olması istenir. Torf ile birlikte alkali özellikte materyal de yetiştirme ortamına katılıyorsa veya üretimde kullanılan sulama suyunda kalsiyum yeterli düzeyde ise pH düzenlemesi için ayrıca kireçlemeye gerek yoktur.
Torf’ların Besin Maddesi İçeriği : Genel olarak torf’lar < %5 oranında düşük kül içermektedirler, doğal saf haldeki besin maddeleri kapsamı, kısmen azot dışında oldukça düşüktür. Mevcut besin maddeleri de bitkiler tarafından kolayca alınabilecek formda değildir. Islak torf sahalarında nitrifikasyon olayı meydana gelmemektedir. Bu ortamlardaki nem kapsamının artmasına paralel olarak azot kapsamı da artmaktadır. Azotun NH4+ (amonyum) formunda yıkanmadan ortamdaki bitkiler tarafından kullanılabileceği belirtilmektedir. Finlandiya’da farklı orijinli torf örnekleri üzerinde yapılan araştırmada, kül kapsamlarının %5,0-9,9; toplam fosfor kapsamının 500-980 ppm ve organik fosfor kapsamının ise 430-730 ppm arasında değiştiği tespit edilmiştir. Pek çok torf örneği de toplam fosforun %75-90′ ının organik formda olduğu saptanmıştır.
Sonuç ve Öneriler
- Torf, yetiştirme ortamı özellikleri üzerine son derece olumlu katkıları olan organik madde bakımından da oldukça zengindir. Stabil bir organik maddeye sahip olan torf, hızla ve kısa sürede ayrışmayıp yetişme ortamının fiziksel yapısını uzun süre koruyabilmektedir.
- Kaliteli büyüme ortamı, suyu kolayca alabilirlik yanında yüksek hava kapasitesine de sahip olmak zorundadır. Bu sebeple gözenek dağılımının optimal olması gerekmektedir.
- Genelde tüm torf’ların, özellikle de odunsu torf’ların fazla kurutulma halinde büzülüp su tutma ve hava kapasiteleri zayıflayacağından yetişme ortamı olarak hazırlanma ve kullanım esnasında çok dikkatli olunmalıdır.
- Ayrışmamış turbalar besin maddesince fakir ve mevcut bitki besin maddelerinin alınabilir formda olmaması sebebiyle yetiştirme uygulamalarında yetiştirme ortamına, bitkinin ihtiyacına göre gübre takviye edilmeli veya belirli bir gübreleme rejimi uygulanmalıdır.
Fatih ARSLAN
Özel Ürünler Pazarlama Sorumlusu